Dan Brown - Başlangıç Kitap Yorumu

by - Kasım 12, 2017


                                                   
                                           
Herkese yeniden merhaba!
Bugün uzun bir aradan sonra kitap yorumu yazıyorum. Üstelik bu kitap en sevdiğim yazarlardan birinin, Dan Brown'ın kitabı. 
Uzunca bir süredir kendisinden yeni kitap bekleyenlerden biri olarak bu kitabın çıkacağını duyduğumda çok sevindim. Roman 3 Ekim'de 12 ülke ile aynı anda Türkiye'de satışa çıktı ve saat farkı sebebi ile kitaba ilk sahip olanlar Türk okurlar oldu. Fakat o kadar uzunca süre beklediğim kitabın çıkacağı tarihi unutmuş olmam nedeniyle ben onlardan biri olamadım. Son sınıf olmayı böyle özetleyebilirim size aslında. Çok sevdiğiniz yazarın yeni kitabının çıktığını dahi unutabiliyorsunuz yoğunluktan. Neyse, konumuz bu değil. Bunları başka bir yazıda konuşuruz. Ben böyle unutmuşken bir D&R alışverişimiz sırasında denk geldik ve bir arkadaşım bana hediye etti bu kitabı. Kendisine buradan da teşekkür edeyim. Bir insana alınabilecek en güzel hediyelerden biri ciltli birinci basım Dan Brown kitabı olabilir.

KONU


Kim olursan ol, neye inanırsan inan,
Çok yakında her şey değişecek...

Genç adam, aniden üç büyük dinin temsilcilerine döndü. “Şaşırtıcı bulacağınızı tahmin ettiğim bilimsel bir buluşum sebebiyle bugün buradayım. İnsanlık deneyimimizin en temel iki sorusuna cevap bulma ümidi ile yıllardır peşinden koşuyordum. Bu bilginin tüm inananları derinden etkileyeceğine inanıyorum. Nasıl desem, ‘yıkıcı’ diye tanımlanabilecek bir değişikliğe sebep olabilir. Birazdan görecekleriniz, dünyayla paylaşmayı umduğum sunumun kaba bir kesiti. Fakat bunu yapmadan önce dünyanın en etkili din adamlarına danışmak, en çok etkilenecek kişilerce nasıl algılanacağını öğrenmek istedim.”

Piskopos, haham ve ulema birbirlerine baktılar, sıkılmış görünüyorlardı. Piskopos, “İlginç bir girizgâh Bay Kirsch. Bize gösterecekleriniz dünya dinlerinin temelini sarsacakmış gibi konuşuyorsunuz," dedi. Genç adam kutsal metinlerin saklandığı bu eski mahzende etrafına baktı. Temellerini sarsmayacak, yıkacak, diye düşündü. Din adamları üç gün içinde bu sunumu bir etkinlikle insanlara duyuracağını bilmiyorlardı. Bunu yaptığında tüm insanlar, dini öğretilerin gerçekten de ortak bir noktası bulunduğunu anlayacaklardı: Hepsinin tümden yanlış olduğunu...

Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?

İnsanoğlunun var olduğu günden beri cevabını bulmaya çalıştığı bu temel soruya cevap bulma iddiasındaki bir fütüristin tam da keşfini açıklayacağı gece her şey trajik bir biçimde karanlığa gömülür. Eski öğrencisinin sunumuna davetli olan Simgebilim Profesörü Robert Langdon söz konusu keşfi öğrencisinin anısına dünyaya duyurmaya karar verir. Ancak, kendisini bekleyen şifrelerden, acı sürprizlerden ve ölümcül fanatiklerden habersizdir...

ALINTILAR

I + XI = X

Bir artı on bir eşittir on mu? Hemen, "Yanlış," dedi.
"Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?"
Ambra başını iki yana salladı. " Hayır, denklemin kesinlikle yanlış."
Profesör nazikçe genç kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti. Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu.
Denklem baş aşağı olmuştu.

X = IX + I

Ambra şaşkınlık içinde başını kaldırdı.
Langdon gülümsüyordu. "On eşittir, dokuz artı bir. Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir."
Sayfa 510
"Bilim ile din rakip değildir. Onlar aynı hikâyeyi anlatmaya çalışan farklı dillerdir. Bu dünyada ikisine de yer var."
Sayfa 20
" Vicdanın kılavuzun olsun. Önünü göremediğinde sana yolu kalbin göstersin. " 
Sayfa 378
Felsefemiz teknolojimize yetişsin. Şefkatimiz gücümüze yetişsin. Ve değişim motoru korku değil sevgi olsun.
Sayfa 483
"En tehlikeli teröristler aslında bombaları yapanlar değil, çaresiz topluluklara nefret aşılayan ve emrindekileri şiddet içerikli eylemlerde bulunmaya teşvik eden nüfuz sahibi liderlerdir. Kolay etki altında kalan insanlara hoşgörüsüzlük, milliyetçilik veya kin aşılayarak dünyayı altüst etmek, tek bir güçlü ve kötü insana bakar.
Sayfa 392
"Dini tarihin başlangıcından bu yana türümüzün içindeki ateistler, Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve tüm dinlerin mensupları, hiç bitmeyen bir çapraz ateşe tutuldu. Bizi birleştiren tek şeyse barışa duyduğumuz derin özlem."

"Memento mori," diye fısıldamıştı. "Ölüm aklından çıkmasın. En büyük güce sahip insanlar için bile hayat kısadır. Ölümü yenmenin tek bir yolu vardır, o da insanın hayatını bir şaheser haline getirmesidir."

YORUM

Dan Brown'ın inanılmaz güzel bir anlatımı var her şeyden önce. Hikaye ne olursa olsun kitap bittiğinde hikayeden çok daha fazlasını öğrenmiş şekilde kapatıyorsunuz kitabın kapağını. Bi kere muazzam sanat tarihi bilgisinden mutlaka faydalandırıyor okuyucularını kitaplarında. Kitabı okurken yanınıza bir not defteri alıp not alarak okuyup sonrasında bahsettiği şeyleri biraz araştırmanızı öneririm. İnanın bana çok faydalı bir okuma olur, ben öyle yaptım.

Robert Langdon diyince aklınıza ne geliyor? Gizem, din, bilim, sanat, mimari ve Langdon'ın peşine düşen suikastçiler. Dan Brown bizi yine şaşırtmamış ve bildik bir Langdon hikayesi yazmış aslında. Pek şaşırtıcı bir hikaye olmasa da yine nefessiz okuduğum bir kitap oldu kendileri! Genel hatları diğer kitaplarındakinden farksızdı; Robert Langdon bir davet alır, sonrasında bir cinayete şahit olur ve olayları çözmeye çalışır, bu sırada ona çekici bir kadın eşlik eder. Gizemleri çözerken bolca dini imgeye ve tarikata rastlarız ve gizemlerin çözülmesiyle kitap biter. Hikaye aynı olunca açıkçası insan biraz hayal kırıklığına uğramıyor değil. Çünkü uzun zaman sonra gelen bir kitap ve dolayısıyla insanların beklentileri de oldukça yüksek. Genel hatlar ve gidişat konusunda beni biraz hayal kırıklığına uğratsa da konu olarak oldukça beğendiğim bir kitap oldu. İnsanlık tarihinden beri en çok merak edilen sorular olan "Nereden geliyoruz?" ve "Nereye gidiyoruz?" sorularının cevabını bulduğunu ve bildiğimiz her şeyin değişeceğini kanıtlayan bir buluşu olduğunu söyleyen Edmond Kirsch, buluşunu açıklayacağı davete Langdon'ı da davet eder ve böylece kendimizi her şeyi yeniden sorgularken buluruz. Kitapta en sevdiğim şey yine bol bol din ve bilime yer verilmiş olması. İkisini birlikte, iç içe ve birbirinden ayrı olarak görme fırsatı sunmuş yazar. Ben ikisinin iç içe ve aslında birbirinden çok farklı olmadığı yanlarını da aktarmasını çok sevdim. Bir diğer sevdiğim şey ise kitaptaki tüm mekanların gerçek olması. Yani bir yandan bahsi geçen mekanların fotoğraflarına bakıp Tom Hanks'i Langdon rolüyle o mekanlarda canlandırarak okudum kitabı. Böylece kitabı okurken film de izliyormuşum gibi oldu.
Kitap hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Kurgunun aynı olması dışında gayet sürükleyici ve güzel bir kitaptı. Bu tarz kitapları sevenler ya da Langdon'u özleyenler mutlaka okusun derim.

KİTABI SATIN AL

Beğenebileceğiniz diğer yazılar

4 yorum

  1. Merhaba,

    Kitap bahsetmiş olduğunuz gibi başından sonuna bir solukta okunabiliyor ve yine bahsetmiş olduğunuz gibi kurgu genel itibariyle eski kitaplarıyla aynı, yani genel bir tek düzelikten bahsedebiliriz. Açıkçası toplamda 8-9 saatlik okuma süresiyle bitirilebilecek bir kitap. Sebebi ise bu sefer genel tasvirlerde çok yavan kalması. Keza olayların geçtiği yada karakterlerin bulunduğu ortamlarda çok kısa geçişler olduğu için ve olaya aksiyon katabilmek için tabirlemelerde eski kitaplarına göre daha kısıtlı bilgiler vermiş. Özellikle Barcelonada bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki olayları geliştirmek isterken daha gerçekçi tasvirler kullanılmalıydı. Siz çevirisine sahipsiniz lakin ingilizce versiyonu bu konuda daha da yavan kalıyor ve oradaki atmosfere bir türlü hakim olamıyorsunuz. Hemde karakterler hakkında daha az bilgi verdiği için kitap bahsetmiş olduğum gibi çok kısa sürede bitirilebiliyor ve karakterler konusunda aklınızda eski kitaplarındaki gibi halisünasyonu andıracak bir sima belirmesi olmuyor ki bu Dan Brown'un aslında en iyi olduğu şeydi.

    Yine aynı şekilde size olduğu gibi bana da bu kitap, ilgilendiğim ve çalıştığım alan 'yapay zeka' ile ilgili olduğu için hediye edildi. Bu yüzden en azından bana tanıdık bir sima gibi gelen Edmond Kirsh karakterinin bu denli Elon Musk'a benzetilmesi ve onunda bu alan üzerinde ciddi çalışmaları olması akıllarda bir "acaba ondan destek ve bilgi mi aldı?" sorusunu getiriyor ister istemez... Tabi ki bunda bir behis olmamakla birlikte kitabın konusunda bahsettiği yapay zeka ile ilgili okuyucuyu çok daha fazla bilgilendirme olasılığı varken belki "okuyucu bu konuda fazla bilgi ile sıkabilirim" düşüncesi ile çok az bir bilgi vererek devamında da sanki 'siri' ile konuşuyormuş gibi bir hissiyat veriyor.

    Sözün özüne dönecek olursak, kitap kurgu, karakterler ve tasvir yalınlığı yada yavanlığı ile bende çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Ayrıca Dijital Kale isimli kitabından da bir çok alıntı yapmış olması da ayrı bir hataydı.

    Umarım ben ve siz gibi sıkı okurlarına bir sonraki kitabını kaleme alırken büyük bir sürpriz yaparak hem bu tek düzelikten kurtulur hemde daha hakim olduğu bir konu hakkında epeyce bilgilendirerek yazacağı bir kitap olması dileğiyle...

    Saygılar,
    Ali Berber.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Değindiğiniz konular hakkında ben de sizinle aynı şekilde düşünüyorum. Dijital Kale'den yaptığı alıntıların bir kısmını kaçırmış olmalıyım ki gözüme fazla batmadı. Diğer konulara gelirsek benim için de olay örgüsü beklentilerimi karşılamadı. Fakat sürükleyici bir kitap olduğu için çok takılmadan okudum. Bahsettiğiniz gibi orjinal dilini okumayıp biraz tembellik yaptım. Neyse ki dil konusunda daha iyi bir tercihte bulunmuşum istemeden. Yorumunuzu dikkate alarak önerebileceğiniz kitapları paylaşmanızı isterim.

      Sil
  2. Ben de bu kitabı bekliyordum ve ilk gün aldım ama minik oğlumdan dolayı bitiremedim. En kısa zamanda bitirmeyi istiyorum. Anlattıklarıyla kafamda bir film çekiyorum diyebilirim. Kurgu ve anlatım süper

    YanıtlaSil
  3. Tüm kitapları güzel evet. Bu kitabı da güzel lakin Kayıp Sembol çok farklıydı. Çıtayı çok yükseltti :) haliyle beklenti de yüksek oluyor.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız benim için çok değerli, şimdiden teşekkürler!