Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini Kitap Yorumu

by - Ağustos 24, 2016

Herkese uzuuun bir aradan sonra merhabalar!
Blog yazmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki sanki ilk yazımı yazarmış gibi heyecanla yazıyorum bu yazıyı. Blog yazamamamın sebebi hala bilgisayar sorunu yaşamam. Elbette bu blog yazmadığım uzun süre içinde boool bol kitap okuyacak bol bol dizi film izleyecek vaktim oldu. Hayatımda bir çok değişiklik de oldu. Umarım en yakın zamanda eskisi gibi blog yazabilirim ve her şeyi anlatabilirim size :)


Kitap Özeti

Uçurtma Avcısı, Afganistan’da yaşanan savaş ve göç üzerine kurgulanmıştır. Annesini kaybeden, babası tarafından hiçbir şekilde sevilmeyen Emir’in hikayesi anlatılmaktadır. Ayrıca çocukluk arkadaşı olan Hasan’a olan ihaneti peşini bırakmamaktadır.
Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.
Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.
Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.
Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

Alıntılar

"...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun." 

Dudağının bir kıyısı hafifçe kıvrılmıştı.Bir tebessüm.Orantısız.Çarpık.Varla yok arası.Ama orada."Uçurtmayı senin için yakalamamı ister misin?" Başını evet anlamında salladığını gördüm."Senin için bin tane olsa yakalarım"... 
Yalnızca bir gülümsemeydi, hepsi bu. Her şey düzelmiş değildi. Hiçbir şeyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak.Ama kollarımı ardına kadar açıp onu kucaklayacağım. Bağrıma basacağım. Çünkü bahar gelince, karların tek tek, tane tane eridiğini biliyorum; belki de ilk kar tanesinin eriyişine tanık oldum.

Şöyle dedi: 'Çok korkuyorum.' 'Neden,' diye sordum. 'Öyle mutluyum ki, Doktor Resul. Böylesine büyük, müthiş bir mutluluk, insanı korkutuyor.' Yine nedenini sordum, şöyle dedi: 'Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.'

Gökyüzü kesintisiz, mavidir; karın beyazlığı gözlerimi yakar. Taze karı avuçlar, ağzıma atarım; bir tek kargaların tiz çığlıklarıyla delinen, yoğun sessizliği dinlerim.

'Vicdanı olmayan, iyiliği bilmeyen bir insan acı çekemez...'

“Annem elmaların olgunlaşmasını bekleseydin, hastalanmazdın dedi. Şimdi, ne zaman bir şeyi çok istesem, annemin elmalar için söylediği şeyi anımsıyorum.”

Odamda tek başıma olmayı diledim ;kitaplarımla baş başa, bu insanlardan uzakta

Kitap Yorumu

Bugün uzuuuuun zamandır okumak istediğim bir kitabın yazısını yazıyorum. Uçurtma Avcısı'nı sürekli duyuyordum ve sürekli bir sonraki kitap alışverişine erteliyordum ve her seferinde unutuyordum. Son D&R alışverişimde indirimdeki kitaplarda görünce hemen kapıverdim tabii.Şunu belirtmeliyim ki bunca zamandır bu kitabı okumayı ertelemekle büyük hata etmişim! Okurken bazen ağladım, bazen kızdım, bazen mutluluk göz yaşları döktüm, bazen karakterlerle inanılmaz bir bağ kurdum ve okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu.Eğer siz de benim gibi dram okumaya bayılıyorsanız bu kitap tam size göre. Salya sümük ağlama garantisi veriyorum size. Yalnız dram dediysem de öyle sıradan duygu sömürüsü olan kurgulardan biri değil bu kitap. Yazarın harika anlatımı ile hayatın içinden bir hikaye anlatıyor sizlere.Benim kitabı bu kadar sevmem sanırım biraz da olayın ezilen tarafın bakış açısıyla kurgulanmamış olması.Olaylar Emir'in gözünden anlatılıyor ve siz kitabın belki de yüzde doksanında Emir'e korkunç bir öfke duyuyorsunuz.Arkadaşlık ve kardeşlik tanımını size bir kez daha sorgulatacak, sorgulatırken de kendinizi eleştirme imkanı sunabilecek bir kitap.Kitabın bir güzel yanı da Afganistan'daki hayatı size olabilecek en gerçekçi haliyle sunabilmesiydi. Ayrıca hizmetli - ağa arasındaki o bitmek bilmez ayrımı da yine harika anlatmıştı.Yazarın dili oldukça yalın, kitap nasıl bitti anlamadım bile. Demem o ki gerçekçi dram seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.Yazarın Bin Muhteşem Güneş ve Ve Dağlar Yankılandı isimli iki ünlü romanı daha var. En kısa sürede onları da okumayı düşünüyorum.Bir sonraki yazımda -umarım en kısa zaman sonra- görüşmek üzere, iyi okumalaar!!!

Beğenebileceğiniz diğer yazılar

0 yorum

Yorumlarınız benim için çok değerli, şimdiden teşekkürler!